Merhaba Utku, sana sorduğum senin cevapladığın soruyu buradan da sorarak bana verdiğin yanıtı vermeni istiyorum ki herkes erişebilsin
Geleceğe gitmenin makul bir tabanı var mıdır sana göre?
Sorun için teşekkürler Hasan. Seninle ve birkaç arkadaşla daha konuşmuştuk bu konuyu, benim kendi çapımda, bir iddiam olmaksızın bu konudaki fikrim şöyle,
Geleceği gözlemlemek yahut geleceğe gitmek söz konusu olamaz. Şöyle ki, zamanda yolculuğun algılanabilir ve makul bir açıklamaya erişmesi ışık hızının bize öğrettikleriyle olmuştur. Işık hızında giden kişi için zaman yavaşlar ve böylece kendi perspektifinde az zaman geçerken çevresindeki cisimler daha yavaş olmaları sebebiyle daha hızlı yaşlanacaklar. Bu, “geleceğe” gitmenin yolunun, ancak yine geleceğe gitmek olduğu kanısını doğurur. Yani, bir olay hakkında o olay gerçekleşmeden veri oluşturmak ancak ve ancak simülasyondur. Hakikat değeri yoktur. Böylece “geleceği görmek” kapsam dışı kalır. Aynı zamanda, bugün bilim adamları, “bilgi yok olur mu yoksa olmaz mı?”yı tartışıyor. Yani o olay olsa da, biz geleceğe gittiğimizde geçmişimizde kalan o olay hakkında veri toparlayamayabiliriz.
Eğer argümanını bu değil de uzay zaman üzerinde etki sahibi olma kabiliyetinin varlığı üzerine kurmuş isen o durumda da şunu söyleyebiliriz ki, uzay-zaman dediğimiz şey, senin de bildiğin gibi kütle çekim üzerine kurulmuştur. Işığın çekime uğraması. Yani uzay-zamanın “üzerinde” olmak demek, eğri uzayı düz geçmek demektir. Bu da o madde için zamanın tamamen durduğunun göstergesidir. Bu noktada, bu olayı gerçekleştirebilmek için ışık hızında olmak değil, ışık hızından yukarıda olmak gerekir. Ki, bugünkü verilerin ortaya koyduğuna göre bu mümkün değildir fakat bunu bilinmeyen şeylerin bilinen kurallara uyması gerektiğini söylemenin eksik bilgiyle sunulan kanı olmasından dolayı abes olmasından dolayı göz ardı da etsek, bu hızdaki bir cismin zamanın olmadığı bir “sistemde” olmasından dolayı bu şey için “gelecek” ya da “geçmiş” diye bir kavram olmadığı gibi bu olgular adına elde edebileceği veriler de yoktur. Dolayısıyla ben her iki durumda da geleceğe gitmek tabirinin boşa çıktığını ve mümkün olmadığını düşünüyorum.
Saygılarımla, Utku Asker.